Yöneticilik ve liderlik kavramları ne kadar aynı gibi görünse de birbirlerinden farklıdırlar. Yöneticinin işi planlamak, düzenlemek ve koordine etmektir fakat lider motive eder ve ilham verir. İyi bir lider olmanın temel taşlarından bir tanesi ise güvendir. Çalışanların fikirlerinin önemsendiği ve uygulandığı bir firmada, çalışanlar hem motive olur hem de işlerine daha sıkı sarılırlar. Bu bağı sağlamak için uygulanacak en iyi yöntemlerden biri ise ‘Katılımlı Yönetim’dir.

Katılımlı yönetim, çalışanların işletme içerisinde karar verme süreçlerinde çeşitli ölçülerde yer aldığı ve işletmelerin demokratik bir şekilde yönetilmesini öngören bir yönetim biçimidir. 1980’li yıllarda uluslararası pazar ve rekabet alanlarında değişimlerin başlaması ile endüstri ilişkileri alanında müşteri tatmini, kalite gibi yeni kavramlar gündeme gelmeye başlamış ve işletme hedefleri bu yeni kavramlar üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu yeni gelişmelerle birlikte çalışanların sürece yapacağı katkının önemsendiği Katılımlı Yönetim Anlayışı ortaya çıkmaya başlamıştır.

Bu yönetim şekli, yöneticinin ya da liderin tüm kontrolü üstlenerek tüm kararların tek taraflı verildiği yönetim tarzının aksine, çalışanları daha fazla sorumluluk sahibi yapmayı, çalışanların modern toplum şartları ile olan uyuşmazlıklarını yok etmeyi ve onların işletmeye olan bağlılıklarını artırmayı hedeflemektedir. ‘Bir elin nesi var iki elin sesi var’ atasözü doğrultusunda bakıldığında, çalışanlar tarafından üretilen farklı fikirler, firma için yol gösterici nitelikte olabilir. Çünkü bir yönetici veya lider ne kadar iyi olursa olsun bir olaya karşı her pencereden bakamayabilir.

ABD’de Dale isimli bir düşünürün, 201 işletmede gerçekleştirdiği ankete göre 22 yönetime katılma konusu belirlenmiştir. Bunlardan bazıları;

  • Kazaların önlenmesi
  • Firelerin ve kötü malların azaltılması
  • İşletme amaçlarından personeli ilgilendirenlerin iyileştirilmesi
  • İş görenlerin güvenliği, kalite kontrolü, işe geç kalmalar
  • Araç gereçlerin bakımı ve korunması
  • Çalışanların sağlığı
  • Disiplin işlerinin kontrolü
  • İşçi çırak eğitimi konusunda kurslar
  • Çalışma yöntemlerinin iyileştirilmesi olarak belirlenmiştir.

Bu katılımlar şirketlere birçok fayda sağlar. Ast ve üst çalışanlar arasında sağlanan açık ve dürüst iletişim sayesinde, çalışanlar kendilerini daha değerli hissetmektedir ve iş vereniyle arasında daha pozitif bir bağ oluşmaktadır. Bu şekilde gerçekleştirilen takım çalışmaları firma içinde verimli olur. Örneğin iyileştirme çalışmaları bir firmanın gelişiminde ve büyümesinde aktif rol alan en büyük unsurlardan biridir. Çalışanın çekinmeden fikrini beyan etmesi, ortaya yapıcı ve yaratıcı sonuçlar doğurur.

Katılımlı yönetimi ayrıca bir süreç olarak ele almak gerekir. Çalışanları motive ederek katılımda aktif rol alması sağlanabilir fakat çok çalışanlı bir kuruluşta yönetimin binlerce öneriyi değerlendirmesi gerekir. Buna çözüm olarak ise en verimli önerilerin seçilerek üst kurula iletecek öneri birimleri kurumları kurulabilir. Bununla beraber birim hedefleri veya yıllık öneri sayısı hedefi konulabilir. Değerlendirilen öneriler sonucunda katılımcılar hem cesaretlenir hem de maksimum fayda sağlamak açısından taze ve aktif kalır.

Katılımlı yönetim anlayışı benimsenen ve şimdi olumlu sonuçlar alan şirketlere bakıldığında; aralarında British Airways, HSBC, Toyota, Satyam, British Gas, Nokia Cellular gibi birçok büyük şirket çalışanlarının sunduğu fikir ve önerileri dikkate alarak sonunda önemli ölçüde kar ve değer yaratmayı başarmışlardır. Bu başarıyı sürdürülebilir kılmak için üst kademeden alt kademeye kadar katılımlı yönetim anlayışının işletme genelinde yayılması gerekmektedir. Çünkü iyi bir yönetim, liderliğin en önemli stratejilerinden biridir.

İnfoloji Yönetim Danışmanlığı olarak etkili yönetimin unsuru olan katılımlı yönetim anlayışımız ile kurum içi ve kurum dışı paydaşlarınızın karar alma süreçlerine dahil olmasını sağlıyoruz ve süreçlerinizi iyileştiriyoruz. Yönetsel süreçlerinizde destek almak amacıyla bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Total
0
Shares