Özel bir alanda uzmanlaşmış kişi veya kişilerin sahip oldukları bilgi ve becerileri belirli bir zaman zarfında hizmet verdikleri kuruluşa tanımlanmış iş tarifine uygun bir şekilde aktarması işine danışmanlık denir. Klasik olarak danışmanlığı bu şekilde tarif edebiliriz.

Burada önemli olan danışman olarak çalışan kişilerin iş tarifinde belirtilmiş alanda tecrübeli ve uzman kişiler olmalarıdır. Danışman kişilerin sahip oldukları bilgiler hizmet verilen kuruluşun sahip olduklarından daha farklı ve yenilikçi olmalı, bu kuruluşa yeni bir şeyler katmalıdır. Ayrıca danışmanlar tarafsızlık ilkesine bağlı kalmak koşuluyla hizmet sağladığı kuruluşun çıkarlarını gözetmeli, elde ettiği sonuçları kurumla paylaşarak yol gösterici stratejiler oluşturmalıdır.

Dünyada ve Türkiye’de Danışmanlık

Avrupa Birliği ve Amerika gibi gelişmiş bölgelerde danışmanlık hizmetleri rekabet gücünü artırmada ve işletmeyi oluşturan bölümlerin gelişiminde etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Özellikle Amerika’daki işletmeler birçok hizmeti dışarıdan alma yoluna gitmekte ve kendi bünyelerinde sadece ana faaliyet alanlarını yürütmektedirler.

Türkiye’de ise danışmana bakış açısı çok daha farklıdır. Türk iş adamı ve yönetici profili kısa vadede somut fayda üretmeyen tüm danışmanlıklardan uzak durmakta ve uzun vadede kurumsal altyapı sağlayacak hizmetleri ise elinin tersi ile itmektedir.

Ancak yine de kendisini gelişmeye adamış bir kuruluş mutlaka bilmediği alanlarda danışmanlık desteğine başvurmalı ve doğru bir yöntem kullanılarak alınan danışmanlığın verimliliğe katkı sağladığını unutmamalıdır.

Danışmanlığın Sektördeki Gelişimi

Günümüzde danışmanlık kavramı da değişmekte, müşteri ihtiyaçlarına göre yeniden tanımlanmaktadır. Yapılan araştırmalara göre yıkıcı teknolojiler, bilgi transferleri ve talep değişiklikleri gibi gelişmelerden dolayı müşteri (danışan) istekleriyle kendisine sunulan hizmet arasında değişikliklikler olduğu ortaya çıkmıştır. Danışman ve müşteri istekleri ile danışman kabiliyeti arasındaki fark büyümektedir. Yani, artık danışmanlık şirketleri, müşterilerinin istek ve ihtiyaçlarını karşılayamamaktır.

Harvard Business Review’a göre, sanayiye yön veren değişimler ve teknolojik gelişmeler danışmanlık sektörünü de değiştiriyor.

Müşteriler için önce benzer problemlerle karşılaşmış ve bundan dolayı sorunlara proaktif yaklaşabilen danışmanlarla çalışmak tercih sebebidir. Bu nedenle danışmanların problemleri sadece tespit etmekle kalmayıp çözümde de aktif rol oynamaları gerekir. Müşteri ile sıkı ilişki içerisinde çözümün bir parçası olmak, günümüzde danışmanlardan beklenen bir uzmanlıktır.

Danışmanlıkta Üçüncü Kategori

Birçok danışmanlık türü ve iş birliği modeli vardır. Geleneksel model, kanıtlanmış bir itibara ve genel olarak yüksek ücretlere sahip yüksek vasıflı bir danışmanlıktır. Diğer bir alternatifse hassas fiyat noktalarına sahip özel niş teknoloji danışmanlık hizmetleridir. Bu aşamada, nispeten daha uygun fiyatlarla belirli alanlarda gelişme gösterilmektedir.

Günümüzde müşteri beklentileri ve danışman kalifilasyonları arasındaki büyüyen açıktan dolayı, üçüncü bir alternatif ortaya çıkmıştır.Bu tarz danışmanlık ilişkileri, kesin projeler yapmak için işe alınan son derece yetenekli niş uzmanlarını içerir.

Geleneksel çözümlerin işe yaramamaya başlamasıyla spesifik bir projeye mevcut kaynak ve iş planı dahilinde çözümler üretilmeye başlanmıştır. Çevik ve yalın proje yönetimi metodolojileri kullanılabilmektedir. Bu sayede daha sürdürülebilir iş modellerinin geliştirilmesi mümkün olmaktadır.

Danışmanlık firması RGP’nin araştırma sonuçlarına göre danışmanlık isteyen firmalar için en önemli kriterler:

  • Çözüm Odaklı Uzmanlık
  • Spesifik Alanlarda Uzmanlık
  • Proje Yönetimi
  • Müşteri ile Sıkı İlişki

Firmalar, geleneksel proje yönetim metodolojisine sıkı sıkıya bağlı danışmanlar değil, firmayla iş birliği kurabilecek ve şirketin belirli bir sorunu üzerinde uzmanlaşmış, birlikte çalışabilecekleri danışmanlara ihtiyaç duymaktadır.

Total
0
Shares